Günümüz modern dünyasında, teknolojinin ve endüstriyel üretimin hızıyla birlikte birçok el emeği mesleği unutulmaya yüz tutmuş durumda. Ancak, 87 yaşındaki Necati Usta, geçmişten bugüne taşıdığı el sanatlarıyla hem kendine hem de o geçmişe ait değerleri yaşatmaya kararlı. Yılların getirdiği deneyimi ve tutkusuyla, geleneksel zanaatını icra eden Usta, bu alanda genç nesillere de ilham kaynağı olmaya devam ediyor.
Necati Usta, 1936 yılında küçük bir köyde dünyaya geldi. Çocuk yaşlarda başladı zanaat hayatına. O dönemde, köydeki ustaların yanında çalışarak geleneksel el sanatlarını öğrenmeye başladı. "Mesleğimi her zaman sevdim," diyor Usta. "Ailemin geçimini sağlamak için başladım ama zamanla bu işin ne kadar değerli olduğunu anladım." Onun için bu iş sadece bir meslek değil, aynı zamanda yaşam biçimi oldu. Yıllar içinde birçok kişi tarafından tanınan bir isim haline geldi ve yaptığı işler sayesinde birçok insanın hayatına dokundu.
Bugün, ustalığıyla sadece kendi mahallesinde değil, şehirde de tanınan biri haline geldi. "El emeği göz nuru" olarak tanımladığı eserleri, sadece işlevsel değil, aynı zamanda sanatsal birer değer olarak da öne çıkıyor. Her bir parçada, onun yıllarca süren deneyimi ve sevgisi bulunuyor. "Kendimi her zaman bu işe adadım, bu nedenle ne kadar zorlayıcı olursa olsun asla bırakmadım," diyor Usta.
Necati Usta’nın çalışmaları sadece kendi nesli için değil, aynı zamanda gelecek nesiller için de büyük bir miras taşıyor. El sanatlarının, özellikle de unutulmaya yüz tutan zanaatların, günümüzde yeniden değer kazandığı bir dönemde, Usta’nın bu alandaki çabaları oldukça önemli. "Gençlerin geleneği öğrenmesi ve sürdürebilmesi için onlara mentorluk yapmalıyız,” diyor. Kendisi, zaman zaman gençlere staj yapma imkânı sunuyor ve onlara zanaatın inceliklerini öğretmekten büyük mutluluk duyuyor.
Usta'nın atölyesine gelen birçok genç, buradan sadece meslek edinmekle kalmayıp, aynı zamanda geleneksel el sanatlarının ne kadar önemli olduğunu kavrayarak ayrılıyor. Bu gençler, geçmişin izlerini taşıyan el emeği eserlerin, gelecekte de yaşaması için büyük bir sorumluluk üstleniyorlar. Necati Usta’nın hikâyesi, sadece bir zanaatkarı değil, aynı zamanda kültürel bir mirası yaşatan bir figürü de temsil ediyor.
Unutulmaya yüz tutmuş meslekler, çoğu zaman sadece ekonomik bir kaygıdan öte anlamlar taşır. Usta, bu durumu şöyle ifade ediyor: "El sanatları, kültürümüzü ve kimliğimizi yaşatmanın en önemli yollarından biridir. Genç kuşakları bu konuda bilinçlendirmek, geçmişimizi unutmadığımızı göstermenin bir yoludur." Necati Usta’nın bu düşüncelerle yola çıktığı eserler, sadece el emeğiyle değil, aynı zamanda bir hikâye ve kültür taşıyarak günümüze ulaşıyor.
Sonuç olarak, 87 yaşında olmasına rağmen mesleğine olan sevgisi, tutkusuyla birleşince Necati Usta, hem genç kuşaklara ilham kaynağı oluyor hem de unutulmaya yüz tutmuş el emeği zanaatlarını geleceğe taşımak için mücadele ediyor. Onun hikayesi, el emeği mesleklerin sadece nostalji değil, geleceğe dair de önemli değerler taşıdığını gözler önüne seriyor. Necati Usta, bunun canlı bir örneği olarak, zanaatını icra etmeye devam ediyor; böylece geçmişten geleceğe köprü kurarak, herkesin takdirini kazanmış bir yaşam öyküsü sunuyor.