Son dönemde dünya gündeminde sıkça yer bulan Ortadoğu'daki çatışmalarda yaşanan insani dramlar, her geçen gün yeni tanıkların ortaya çıkmasıyla daha da derinleşiyor. Bu kez, gözlemleri ve deneyimleriyle dikkat çeken bir tanık doktor, İsrail’in Gazze'de gerçekleştirdiği saldırılardaki vahşeti tüm gerçekliğiyle gözler önüne serdi. "Elleri bağlıydı, savaş suçu işlendi" diyerek yaşananları aktaran doktor, uluslararası toplumun bu duruma kayıtsız kalmaması gerektiğini vurguladı.
Tanık doktor, bölgedeki saldırılara maruz kalan hastaları tedavi ederken yaşadığı dehşeti ve bu süreçte yaşananları aktarmakta hiç çekinmedi. 40 yılı aşkın süredir tıp alanında çalışan ve çatışma bölgelerinde birçok vaka ile karşılaşan bu doktor, Gazze’deki durumun daha önce tanık olduğu hiçbir olaya benzemediğini ifade etti. "Burada gördüğüm manzara, bir insanın hayali bile olamayacak türden" diyen doktor, savaşın getirdiği acıların boyutlarını anlatırken, özellikle çocukların ve kadınların maruz kaldığı şiddete dikkat çekti.
İsrail’in askeri operasyonlarının sivil halk üzerindeki etkileri, doktorun anlattıklarıyla birlikte daha çarpıcı hale geliyor. "Çocukların ve kadınların gözgöze geldiği o korku dolu anları unutmam mümkün değil" diyen doktor, yaşananları belgelemeye ve dünya ile paylaşmaya kararlıdır. "Eğer bu olayları anlatmazsam, bir gün bu zulmü unutur muyuz?" şeklinde ifadeler kullanan tanık doktor, savaş suçlarının uluslararası hukuk çerçevesinde ele alınarak sorumluların hesap vermesi gerektiğini savundu.
Tanık doktorun açıklamaları, yalnızca Gazze’deki olaylarla sınır kalmamakta, aynı zamanda dünyada benzer savaş suçlarının işlendiği birçok yer için de uyarı niteliği taşımaktadır. Sanatçılardan akademisyenlere kadar birçok kişi bu konulara dikkat çekmekte ve savaşların sonuçlarının ne denli yıkıcı olduğunu vurgulamaktadır. Doktor, "Ben bir sağlık çalışanıyım ve görevim hastaları tedavi etmek. Ama gördüğüm manzaralar karşısında sessiz kalmak mümkün değil" diyerek meslektaşlarını da harekete geçmeye davet etti.
Savaşların haklı gerekçelerle sürdüğüne inanan bazı kesimlerin aksine, tanık doktor, bu tür saldırıların insani yönünün göz ardı edilmemesi gerektiğine inanıyor. "İnsanlık hali, savaşın getirdiği soğuk hislerin gerisinde bir ısınmaya ihtiyacımız var. İnsanlar arasındaki bağları koparan, düşmanlık tohumlarını atan bu tür olaylar, sadece geçici zaferler değil, kalıcı kayıplar yaratıyor" ifadeleriyle sözlerine devam etti.
Bölgedeki insani yardım çalışmaları da hastaların ihtiyaçlarına cevap veremediğinden, bu durumun ne kadar acı bir tablo yarattığını gözler önüne seriyor. Her gün sivil halk, gıda, su ve temel sağlık hizmetlerine erişimde zorluk çekiyor. Doktor, "Bireysel olarak hastalar, hayat mücadelesi verirken, çoğunlukla aileleri ve sevdikleri onları bekliyor. Ne yazık ki, bu mücadelelerden kaybeden taraflar ise yalnızca kayıplarla değil, gelecekle de yüzleşmek zorunda kalıyor" vurgusunu yaptı.
Son olarak, tanık doktor, uluslararası toplumu bir kez daha harekete geçmeye davet etti. "Savaş suçları belgelensiz kalmamalı; dünya, gerekli yaptırımları hayata geçirmelidir. Unutulmamalıdır ki, geçmişin suçu geleceği etkilemektedir" dedi. İnsanların gözlerinin önünde yaşanan bu savaş suçlarının her alanda dile getirilmesi ve unutulmaması, uluslararası insani yardımların ve hukukun doğru şekilde işlev görmesi açısından da hayati önem taşımaktadır.
Her ne kadar savaş kararları alınırken, insan hayatının değeri göz ardı edilse de, tanık doktorun anlattıkları, o soğuk kararların arkasında yatan acıyı gözler önüne sermekte. "Biz insanız, düşmanlık değil, insani değerler etrafında birleşmek zorundayız" diyerek sözlerini sonlandıran doktor, bu yaklaşımın savaşları sona erdirecek olan en önemli unsur olduğunu bir kez daha hatırlattı.