İstanbul’un Sultanbeyli ilçesinde 2016 yılında kaybolan 17 yaşındaki İlayda’nın akıbeti, aradan geçen 7.300 güne rağmen hala belirsizliğini koruyor. Ailesi, günler geçmesine rağmen kızı İlayda’nın izine rastlayamamaktan büyük bir üzüntü duyuyor. Fakat, bu üzüntüye bir nebze de olsa umut katacak bir gelişme yaşandı. Yeni teknolojilerin sağladığı imkanlardan yararlanarak, İlayda’nın kaybolduğu dönemdeki görünümünün yapay zeka destekli bir fotoğrafı oluşturuldu. Bu gelişme, hem aileye hem de yetkililere kaybolan genç kızın bulunması adına yeni bir alternatif sunuyor.
Yapay zeka destekli algoritmalar ve grafik oluşturma teknolojileri, kaybolan kişilerin fotoğraflarını yeniden yaratmak için kullanılabiliyor. Uzmanlar, geçmişteki dış görünüşa benzer yapay görüntüler oluşturacak yazılımlar geliştirmiş durumda. İlayda’nın kaybolduğu tarihteki yaş ve görünüm özellikleri dikkate alınarak oluşturulan bu yeni fotoğraf, sosyal medya platformlarında geniş bir kitleye ulaşmayı amaçlıyor. Ailesi, bu yeni fotoğrafın birçok insanın dikkatini çekerek İlayda’nın bulunmasına yardımcı olabileceği umudunu taşıyor.
Kayıp vakalarında, görsel materyalin önemi büyüktür. İlayda’nın ailesi, yıllardır süren kaybolma sürecinde öğrenmiş olduğu tecrübeleri paylaşıp, kaybolmuş bireylerin bulunması için toplumsal farkındalığın artması gerektiğine vurguda bulunuyorlar. Yapay zeka yardımıyla yeniden şekillendirilen İlayda’nın fotoğrafı, bu amacın gerçekleştirilmesinde önemli bir araç olabilir.
Toplumun kaybolan bireyler konusundaki duyarlılığı, bu tür vakaların çözümünde kritik bir rol oynuyor. İlayda’nın durumu, sosyal medyada birçok kişi tarafından paylaşılmakta ve farkındalık yaratmak için kampanyalar düzenlenmektedir. Bazı gönüllü gruplar, kendi inisiyatifleri ile İlayda’nın kaybolduğu bölgeyi tekrar gezip, detaylı bir arama çalışması gerçekleştirmekte. Bu tür etkinliklerin toplum üzerindeki etkisi büyüktür; insanlar, kaybolan bireylere ulaşabilmek adına birleşip bir araya geliyor.
Aile, kaybolan çocuklar hakkında yapılacak her türlü çalışmanın desteklenmesi gerektiğine inanıyor. Bu bağlamda, sosyal medya kullanıcılarını ve yerel halkı, İlayda’nın yeni yapay zeka oluşturulmuş fotoğrafını paylaşarak daha geniş bir kitleye ulaşmaları konusunda yardımcı olmaya davet ediyorlar. Ayrıca, aile ile birlikte çalışmakta olan gönüllüler, kayıp İlayda’nın bulunma umudunu diri tutmak adına çeşitli etkinlikler organize ediyorlar. Her yıl düzenlenen yürüyüşler ve bilgilendirme toplantıları, hem kayıplara ışık tutma hem de ailelerin yaşadığı travmanın paylaşılması adına önemli etkinlikler arasında yer alıyor.
Kayıp çocuklar konusunun bir diğer boyutu ise, devletin bu konuda ne tür adımlar attığıdır. Türkiye’de kaybolan çocuklarla ilgili sosyolojik ve psikolojik desteklerin artırılması gerektiği ifade ediliyor. Uzmanlar, kaybolma durumunun sadece aileler değil, toplum üzerinde de derin yaralar açtığını belirtiyorlar. Bu tür sorunlarla başa çıkabilmek için, sadece kaybolma vakaları ile ilgili değil, aynı zamanda psikososyal destek hizmetlerinin de sağlanması önem arz ediyor.
Son olarak, İlayda’nın hikayesi, kaybolan çocuklar ve ailelerinin yaşadığı zorlukları anlayabilmemiz için bir örnek oluşturmaktadır. İlayda’nın hikayesinin, yapay zeka teknolojileri ile desteklendiği bu yeni dönemde, toplum olarak daha fazla dayanışma ve çözüm odaklı yaklaşım geliştirmemiz önemlidir. Her ne kadar teknolojik ilerlemeler kaybolan bireylere ulaşmak için umut verici olsa da, insan unsuru ve toplumun el birliği içerisinde çalışması büyük bir gereklilik olarak önümüzde durmaktadır.
İlayda’nın kaybolmasından bu yana geçen süre zarfında, herkesin üzerine düşeni yaparak, kaybolmuş bireylerin bulunsun diye yalnızca sosyal medya üzerinden duyuru yapmakla kalmayıp, aynı zamanda aktif olarak bir araya gelmesi gerektiği unutulmamalıdır. Bu kapsamda, yapay zeka destekli çalışma bir umut kaynağı olmakla birlikte, toplumsal dayanışmanın da hiç olmadığı kadar önemli olduğu günümüzde, birleşmiş bir şekilde hareket etmek her zaman daha etkili sonuçlar doğuracaktır.